Bir blogun doğuşu!

on 19 Şubat 2009 Perşembe


Aslında bloglamaya başlarken ilk bu yazıyı yazmam gerekirdi.Her şeyin bir başlangıcı vardır ve her şeyin bir nedeni vardır.Bu blogun da bir hikayesi var.Sağ üst köşede hakkımda bölümünde kısaca açıkladım.Evet o gün canım sıkılmasaydı belki bu blog ortaya çıkmaycaktı....Buyrun hikayeye ;)

Canım sıkılıyor,canım sıkılıyor,canım sıkılıyor.Her şey anlamsız geliyor.İçimde garip bir duygu.Hani hayatta hiç bir şeyden tat alamazsınız ya işte öyle bir şey.Önüme dünyayı serseler umrumda değil.Arkadaşım soruyor :"Noldu? Bir şey mi var? Ben mi bir şey yaptım?"
"Hayır birşey yok.Sadece canım sıkılıyor."Öyle amaçsızca canımın neden sıkıldığını bulmaya çalışıyorum.Fakat bir türlü sebebini bulamıyorum.Canımın sıkıldığını düşündükçe sıkıntım iyice artıyor."Offf canım çok sıkılıyor!"
Eve geliyorum sıkıntım hala geçmedi.Kendimi oyalamak için birşeyler yapıyorum.Tv seyrediyorum.Yok o da olmadı.Sıkılıyorum işte.En iyisi mi bilgisayarın başına geçeyim.Ne yapayım ne yapayım.Bilgisayarda da yapacak bir şey yok.Dur bakalım google amcaya sorayım "can sıkıntısı nasıl geçer?"google amcam hemen cevap verdi ve şapkadan tavşan (beyaz tavşan)çıkardı.Ne yapalım canımız sıkılıyor okuyalım bari.
"Hmmm adam güzel yazmış.Çok haklı.Yazdıklarını hakikaten dikkate alacağım.Evet bir yerlerden başlamak lazım..."

Ve başladım da, ortaya ilk olarak bu blog çıktı.Dürüst olmam gerekirse bügüne kadar hiç günlük tutmadım.Yazmak nedir bilmezdim.Sadece orta okulda kompozisyon dersleri olurdu orada yazardım.Fakat çok düşünürdüm.Gecenin sessiz saatinde, kimsenin olmadığı bir ortamda.Saatlerce düşünürdüm.Ne bileyim her konuda düşünürdüm işte.Olayları kendimce yorumlardım.Belki kendimi böyle rahatlatıyordum.

Beyaz Tavşanı ( Çağdaş Abiyi ) okudum.İyi ki okumuşum.O zaman anladım ki benim "boş yere can sıkıntısı" gibi bir lüksüm olamaz.Belki o gün anlayamamıştım neden canımın sıkıldığını.Ama şimdi çok iyi anlıyorum.Zahiri göntüye takılmış,mutlak gerçeği unutmuşum.Evet bu dünyanın yalan olduğunu bile bile...

Şimdi neden mi yazıyorum? Yazdıkça gelişirsin,geliştikçe yazarsın.Bu saatten sonra da bırakmam,bırakamam.Çünkü bir kere yazmanın tadını aldım.

Teşekkürler Çağdaş abi.Şükürler olsun Allahım...

2 yorum:

Recep Hilmi TUFAN | rehitu.com dedi ki...

Siz bu konulara ilgilisiniz yanlış anlamayacağınızı umuyorum. Her "şey"i ayrı yazarsanız çok sevinirim...

karahilal dedi ki...

Uyardığınız için teşekkürler.Gözümden kaçmış olmalı.