Platonik aşkla yaşamak...

on 25 Mayıs 2009 Pazartesi


Tüm umutların tükendiği anda bir ışık belirir sanki karanlığın ortasında.Sonra o ışığa doğru yönelirsin,takip edersin onu.Ne yapacağını bilemez halde sürekli yürürsün ona doğru,yürürsün ama bir türlü ulaşamazsın.Sen ona yaklaştıkça o senden uzaklaşmaktadır aslında.Çaresizce koşarsın,koşarsın,koşarsın yakalayıp kaybetmemek için.Zamanla bu sende bir arzu,bir tutku haline dönüşür.Ulaştığında bütün acılarının dineceğine inanırsın,sonra...Sonrasını düşünmeye korkarsın.Kavuştuktan sonra içindeki ateşin sönmesinden korkarsın.Düşlerinde büyüttüğün gibi olamayacağından korkarsın.Bir yanın vuslatı arzularken bir yanın vuslattan kaçmaya başlar...

Bir bakmışsındır ki yakalamışsındır ışığı.Ama içinde tüm bu korkulardan dolayı buruk bir sevinç vardır.Fark edersin ki düşlediğin gibi değildir herşey.Hüsrana uğrarsın,yıkılırsın.Bir anda bırakıverirsin elinden,bir daha yakalama fırsatının olmadığını bile bile.Düşlerini gerçeğe tercih edersin,karanlıklar içinde büyütmeye devam edersin.

Aradan uzun zaman geçer.Artık ruhun paramparça olur,benliğin yok olur ve tamamen o olursun.İstesen de çıkaramazsın içinden.Çünkü bedeninin herbir zerresine perçinlenmiştir bir kere.Çıkarabilsen de ruhunda derin yaralar bırakacağını bilirsin.

Zamanla alışırsın.Onunla yaşamayı öğrenirsin.Bir başkası olsa da hayatında, ömrünün sonuna kadar içinde hep onun olacağını bilirsin...